hayfan (haykofan)
  uyanınca çaldır
 
Uyanınca Çaldır

Uyanınca Çaldır

Yaşayan her şeyin içinde kendince pek çok saçmalık var. Öncelikle bildiğimizi sandığımız ancak, hala muallaklığını koruyan biçimlerden oluşuyoruz. Daha sonra ailelerimiz tarafından önce sınırsız şımartılma dönemini aşıp, büyüme ve disipline edilme dönemimiz başlıyor. Bu disiplin kısmı evladın mevcut hormonlarının artması ve her konuya salça olma arzusu sebebiyle yerimi ailelerin baskı kurma moduna geçmelerini, yani bildiğimiz çatışma döneminin başlamasını beraberinde getiriyor.
Genç kişi lise hayatını atlattıktan sonra artık mesleki bir yön bulmak durumundadır.Her ailenin fiks ruh hali, evladın göğüs kabartacak cinsten bir mesleğe sahip olmasıdır. Ama oldu ki, evlat üniversiteyi kazanmış olsa bile, içinde uyanmaya başlayan müzik sevgisini bastıramıyor ve minik minik hobi tadında kendi çapında bir arkadaş grubuyla stüdyo ortamlarında tıngırdatmaya başlıyor.

Bu tarz bir giriş yapmayı arzuladım. Birazdan bu konuları - Hadi canım buradan da, buraya mı bağlanır? - şeklinde bir yerlere getireceğim. İstedim ki, mercekleri biraz dışarıya taşırayım. Bugün görmekte olduğumuz ve bilmekte olduğumuz her şeyin altyapısında kendince mükemmel zorlukların bulunduğunu hatırlayalım, üstü kapalı bir şekilde olsa da.
Devam ediyoruz ...

Bu genç arkadaşımız hobi olarak başladığı hadiseyi, zamanla önemli bir yere koymaya başlasın. Derslerini aksatsın ya da aksatmasın ama estrümanına ya da grup arkadaşlarına daha bir gönülden vakit ayırdığını fark etsin. Bu vakit ayrımları zamanla tıngırtıdan uzaklaşıp, gerçek manada bir bütünlüğe doğru yol alsın. Mini mini bar ortamlarında (ki, bu benim deyimimle sömürüldüğünü en iyi fark edebildiğin en iyi vitrin olarak da, kendini gösterebileceğin ilk başlangıç noktası) hafta içlerinden başlayarak, hafta sonlarına doğru terfiler cereyan etsin. Derken üretmeye başlasın. Besteler irili ufaklı, önce en rezil şekillerde daha sonra da zaman aşımıyla olgun şekillere bürünsün.
Bu dönemlerin hiçbiri yukarıdaki paragraf darlığı kadar kısa sürmemekte tabiî ki.
Kısa olarak nitelendireceğimiz bir hayatın uzunca bir bölümünün göz açıp kapayıncaya kadarki harcanışı diyebiliriz. Öyle ki, 3 lü rakamlarda uyanıyorsunuz.
Devam ediyoruz ...
Zaman artık bandrol alma, yaptıklarını sunma, paylaşma zamanı. Firmaların yolları taştan, birçok patron da çıkartabilir sizi baştan. Oturuldu, konuşuldu, tartışıldı. Fikirler uydu, uymadı. Yaptıklarınıza karışıldı, karışılmadı vesaireler, vesaireler atlatıldı ve sonuç? Artık tanınmaya, bilinmeye başlıyorsunuz ve insanların karşısındasınız. Yıllardır verdiğiniz emeklerden sonra aslında her şey, tekrarlanarak, yeniden başlıyor. Sadece yola bir bandrol farkıyla çıkmış oluyorsunuz. Yine aynı süreç. Bilinirlik sağlayana kadar aynı bar ortamlarındasınız, aynı sömürüye karşı ayakta kalmak için savaşıyorsunuz. Hele ki, müziğiniz popüler bazlı değilse (ki, benim baştan beri hayal ederek ilerlediğim konunun özü bu) zorluklar boynunuzun borcu oluyor.
Neden böyle bir yazı yazdığıma gelecek olursak. Birincisi, bu bahsetmiş olduğum sürecin hepsini yaşadım. İkincisi, bu piyasada albüm çıkartmış tüm arkadaşlarımızda yaşadı. Şu an albüm çıkartma arefesinde olanlar da yaşıyorlar ve yaşayacaklar da. En son bulunduğumuz Zeytinli Rock Festivali nde bizden bir gün evvel cereyan eden olayları düşünerek yazdım bunları. Her kim olursa olsun, konunun içeriğimde detayları gizli olsa da, sahnedeyken seyircinin bu tarz tepkilerine maruz kalmamalıdır. Maalesef pek çok festivalde, organizasyonda, pek çok yerli grup, bu tarz seviyesizleşen hareketlere maruz kalmaktadır. Adı üstündedir, bu bir festivaldir ve eğlence, dinlence tabanlıdır. Alan büyük ise, seçenekler çoğuldur. Arzu etmeyeni, arzu etmediği yerde kimse tutmamaktadır. En çok şaşırdığım konulardan biride, - Festival, yerli gruplar gittikten sonra daha bir güzelleşti - diyen yabancılaşmış dalkavuklardır. Bana göre ise buraya gelen pek çok yabancı grubu havada üç kere tokatlayacak yerli gruplarımız vardır. Eskiden bu kadar organizasyon yapılmadığı için, cilalanmış yabancı grupları öksürseler ağzımız açık ederdik televizyondan. Şimdi ise öz hallerini görebilme şansına sahibiz ve tartabiliyoruz. Bazıları gerçekten fos çıkıyor. Örnek vermem gerekirse, bana göre gerçekten Deftones (ki, taparım) kötü bir performans sergiledi ve bence şu an dağılmış olsalar bile Climb onlardan 5 kat fazla saygıyı hak ediyordu. Bizce kıymet verenler hızlı bir şekilde artmaktadır ama aralarda kımıl zararlısı gibi takılan ve halen mantaliteleri - Yerli malı yurdun malı, her mal burun kıvırmalı - şeklinde olanlar, günü geldiğinde umarım elitist uykularından uyanacaklardır.
Görüşeceğiz ...

 
  Bugün 6 ziyaretçikişi burdaydı! sitenin sahibi :SENANURKİNESCİ  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol